HABERLER » Röportajlar » Gençlerin Kariyerlerini Planlıyor, Geleceklerine Yön Veriyor | ALUMNI UAA - Üsküdar Amerikan Lisesi'nden Yetişenler Derneği

SİBEL PAKSOY (UAA’83)

Yurtdışı Eğitim Danışmanlığı yapan EDUMAR’ın sahibi Sibel Paksoy, “Son derece kritik bir iş yapıyoruz,” diyor. “Öğrenci, hangi üniversiteye girerse, yaşamı, kariyeri, ona göre değişiyor.” EDUMAR, dünyanın çeşitli ülkelerinden, 200’ün üzerindeki okulu temsil ediyor.

Elli yaşını aşmış mezunlarımız bilir. O zamanlar, Türkiye’deki her yabancı okulun ayrı sınavları olurdu. Sibel Paksoy, sınavına girdiği iki okulu da (Üsküdar Amerikan ve English High School, sonradan Nişantaşı Anadolu Lisesi oldu) kazanmış. “Babam, biraz muhafazakardı,” diyor, “onun için sadece kızların gittiği okula gitmemi istedi. Böylece Üsküdar Amerikan’a girmiş oldum.”
Sibel Hanım arkasından Boğaziçi’nde ekonomi okumuş. Ama hiç bankacılık, finans veya yöneticilik yapmamış. İş yaşamına girmek için çok da acele etmemiş. Önce çocuklarının biraz büyümesini beklemiş. Sonra gazetede gördüğü bir ilan hayatını değiştirmiş. O günleri Sibel Paksoy’dan dinleyelim:

“Gazetede bir ilan gördüm. Konu, çocukların ve yetişkinlerin bilgisayar öğrenmelerini sağlamaktı. Şirketin adı Future Kids idi. ABD merkezliydi. Yıl 1996’ydı ve eğitim sektöründe henüz internet kullanılmıyordu. Başvurdum. Üç hafta, Los Angeles’ta eğitime gittim. Geldikten sonra Bebek semtinde Future Kids’in franchise’ı oldum. En prestijli yer burasıydı. Dört yaşını geçmiş çocuklara, Future Kids müfredatını öğretiyorduk. Kendi hocalarımızla Yüzyıl Işık’ta pilot proje uyguladık. Merkez dolup taştı.”
Ama Future Kids, bir süre sonra kapılarını kapatmak durumunda kalmış. Paksoy, “Future Kids maliyetli bir sistemdi,” diyor ve ekliyor: “Bilgisayar da artık evlere girmişti. Okullar kendi müfredatlarını uygulamaya başlayınca sistem bozuldu. Biz de bıraktık.”
Aradan bir süre geçmiş.

YENİ BİR ORTAKLIK, YENİ BİR İŞ

Bu kez bir arkadaşından teklif gelmiş. Sibel Paksoy anlatıyor: “Bir arkadaşım –eğitimin başka bir alanına giriyorum– dedi. Ortak olmamı ve birlikte çalışmamızı istiyordu. O da, Future Kids’in Bahçeşehir bayisiydi.”
Bu kez Sibel Paksoy’a teklif edilen iş, yurtdışı eğitim danışmanlığıydı.  
Sibel Hanım, “Peki nasıl yapacağız?” diye sormuş. Arkadaşı, bu konuda bir ön araştırma yaptığını söylemiş. Sonuçta 2002 yılında ortaklık kurulmuş. Şirketin adı da EDUMAR olmuş. On yıl kadar birlikte çalışmışlar. Sibel Paksoy, “ EDUMAR’ı EDUMAR haline getirdik. Yurtdışına çeşitli fuarlara gittik. 250 temsilciliğe ulaştık. Bizim şu anda temsil ettiğimiz okul sayısı 200’ün üzerindedir” diyor. “Bunları, sadece üniversiteler olarak görmemek lazım. Bunların arasında, dil okulları, yaz okulları, yurtdışı yatılı liseler de var.” 
Paksoy, ortaklığa ilk adım attığında biraz tedirginmiş. “Future Kids sistemi bozulunca biraz dinleneyim dedim. Bizle bir alakası olmamasına rağmen, başarısızlık gibi oldu. Sonraki işe de, biraz tereddüt ederek başladım.” Bunun üstesinden gelmesini de okulun kendine güvenli bireyler yetiştirmesine bağlıyor.  
Peki memnun mu?
Söz kendisinde: “Şimdi, iyi ki girmişim diyorum. EDUMAR, hayatımın işi oldu. Ailem de aynı şeyi düşünüyor, bu sensin diyorlar.”
İşin zorluklarına gelince... Çok riskli bir iş olduğunu söylüyor: “Öğrencilerin, gençlerin, bir anlamda kariyerlerini çiziyor. Hayatlarını değiştiriyoruz,” diyor. “Hangi üniversiteye giderse, hayatı farklı yönde gelişiyor. Çok önemli bir noktadayız. En küçük bir hata yapmamız söz konusu değil.” 
Bu konuda rakamlar da oldukça çarpıcı. Türkiye’de bugün 22 milyon öğrenci var. Bunun yaklaşık beş milyonu liselerde, beş milyonu üniversitede  okuyor. Beş milyon üniversite öğrencisinden 120-150 bin öğrenci yurtdışına gidiyor. Türkiye, yabancı ülkelere öğrenci gönderme sıralamasında, dünyada 13. sırada yer alıyor. 
“Çocuğumu yurtdışına gönderirim” diyen ebeveyn sayısında da Türkiye  üçüncü. Sibel Hanım, “Master’da sanıyorum ikinciyiz. Çocuğumun eğitimi için varımı yoğumu veririm, ne yapar eder gönderirim, diyenler arasında dünya birincisiyiz,” diyor.
Peki EDUMAR’a ne tür öğrenciler geliyor? 
Sibel Aksoy cevap veriyor: “Bazıları B planı yapıp, Türkiye’de bir üniversite olmazsa yurtdışını tercih ediyorlar, bazıları tamamen yurtdışına hazırlanıyor. Bizim kariyer birlikteliğimiz çocuklarla daha onuncu sınıfta başlıyor. Yaz okulundan, yapacakları staja kadar yönlendiriyoruz. Tam bir danışmanlık yapıyoruz.”

ABD BİRİNCİ, İNGİLTERE İKİNCİ 

En çok tercih edilen okullara gelince... Birinci sırada ABD yer alıyor. İngiltere ikinci, Kanada üçüncü, Almanya dördüncü, Fransa ise beşinci.  
Bu işin maliyeti de hayli yüksek. Türkiye’den yaklaşık 20 milyar dolar  yurtdışı eğitime harcanıyor. 
Buluşma olarak Sibel Paksoy’a soruyoruz: “Bizim öğrenciler ne kadar burs alabiliyor?” Cevap veriyor: “Burs başvuruları da yapılıyor. Ama çok iyi bir öğrenci olmalı. ”  
Peki başvuruları ne zaman yapmak gerekiyor? Sibel Paksoy, bunun, ülkeye göre değiştiğini söylüyor. ABD ise zaman kısıtlı. En az bir yıllık bir hazırlık gerekiyor.  
Buluşma olarak, Sibel Hanım’a bu işi yaparken en çok nerede zorlandığını soruyoruz. “Veliler çok baskıcı,” diye cevap veriyor. Sözü kendisine bırakıyoruz: “Çoğu öğrencimiz, bizim karşımıza geldiğinde ne okuyacağını bilmiyor. Hiç bir fikri yok. Bizim için en zor öğrenci bu. Nasıl yönlendireceğimizi bilemiyoruz. Çokça karşılaşılan bir durum: Çocuk sanat okumak istiyor. Anne baba sanatı bir meslek olarak görmüyor. ‘Resim okuyacak da ne olacak? Para kazanacak mı?’ diye soruyorlar.

YURT DIŞINDA LİSE İKİ KAT ARTTI

Türkiye’de eğitim çok fazla değişikliğe uğruyor. Peki EDUMAR bu durumdan nasıl etkileniyor?

Sibel Paksoy, hiç bilmediğimiz bir gelişmeden söz ediyor: “TEOG’dan sonra, birçok aile, çocuğun artık lisede yurtdışına gitmesini arzu ediyor. Son iki üç yıl içinde, yurtdışında lise okumaya gidenlerin oranı ikiye katlandı. Veliler, ‘Gitsin orada okusun’ diyorlar. Tabii liseyi orada okumak çok avantajlı oluyor. Hem maliyet düşüyor. Hem işin stresi azalıyor. –Getir, götür, hoca geldi, hocaya gitti– stresi bitiyor.”
Şüphesiz burada karar vermesi gereken çocuğun kendisi. Onun istemesi gerekiyor. Küçük yaşta yatılı okulda okumak o kadar da iyi bir şey değil. 
Yalnız liseyi yurtdışında bitirmenin önemli bir avantajı var. Sibel Hanım, “Yabancılar, genelde Türk okullarını tanımıyorlar ama kendi okullarını tanıyorlar ve kabul belgesini daha kolay veriyorlar,” diyor.

TÜRKİYE’NİN İLK YURTDIŞI LİSE FUARI EDUMAR’DAN

Üniversite ve yüksek lisans konularda dünyada 200’ün üzerinde okul ile çalışan EDUMAR, bu yıl Türkiye’de bir ilke imza atacak. Yurtdışı lise eğitim talebinin son üç yılda iki üç kat büyüdüğünü belirten Sibel Paksoy, İngiltere, İsviçre, ABD gibi ülkelerden liselerin temsilcilerini Türkiye’de ilk defa yapılacak bir Yurtdışı Lise Eğitim Fuarı ile ailelerle buluşturacaklarını belirtiyor. Kasım 2015’te yapılacak etkinlikte okullar ve aileler yüz yüze görüşüp tanışabilecekler. Paksoy, “Bu çapta birebir görüşmelerin olacağı ilk etkinlik olması nedeniyle çok heyecanlıyız, Türkiye’nin her tarafından aileleri davet edeceğiz. Aileler bir çok ülkeyi dolaşmak yerine bu fuarda yurtdışı okullardan temsilcilerle aynı anda tanışıp buluşabilecekler,” diyor.

https://www.ualyetder.org/tr/genclerin-kariyerlerini-planliyor-geleceklerine-yon-veriyor