AYLİN SEZGİN (UAA'82)
Sapanca’daki otizmli çocuklara uygulanan şiddetin gündeme gelmesiyle ilgili Milliyet'ten Musa Kesler, Tohum Otizm Vakfı Kurucusu ve Başkan Yardımcısı Aylin Sezgin (ÜAA'82) ile konuştu. Sezgin uyardı: ‘Yakında ölüm haberleri de alabiliriz!’
Sezgin, “Otizm spor merkezi” adı altında açılan birçok merkezde çocuklara şiddet uygulandığını, ailelerin ise bu durumdan haberdar olmadığını söyledi. 17 yaşındaki oğlunun da otistik olduğunu belirten Sezgin şunları anlattı:
Birincisi Milli Eğitim Bakanlığı’na bağlı rehabilitasyon merkezleri. Buralarda üniversitelerin Zihinsel Engelliler Öğretmenliği bölümü öğretmenlerinin çalışması gerekiyor. Ancak yeterli mezunu olmadığı için psikologlar, okul öncesi öğretmenleri de özel bir eğitime tabi tutulmadan buralarda çalışabiliyorlar.
İkincisi ise yine Milli Eğitim Bakanlığı’na bağlı olarak otistik çocuklar için açılan okulllar. Ancak yeterli uzman olmadığı için üniversitenin herhangi bir bölümünden mezun olanlar da sözleşmeli personel olarak çalışabiliyor. Davranış Kontrolü dersi almadıkları almadıkları için Otizmli çocuklar da başarılı olamazlar.”
“Otistik çocukların eğitimin de davranış kontrolü çok önemli. Çünkü bu çocuklar istediklerini elde edemedikleri zaman saldırganlaşabiliyorlar. Aileler çocuklarını kontrol edemeyince çare arıyor.
Normalde kontrolü zorlaşan çocukların sağlıklı bir yatılı rehabilitasyon merkezine gitmesi, ardından tekrar aileye teslimi gerekir. Avrupa’da böyle yapılıyor. Ama Türkiye’de böyle merkezler yok. Aileler en fazla doktora gidip sakinleştirici ilaç alabiliyorlar. Bu ilaçlar da çare olmuyor.”
“Son 10 yıldır spor hocaları ortaya çıktı. ‘Ben sizin çocuğunuzu alırım, davranışlarını düzeltirim’ diyor. Ama arada ne sözleşme; ne merkezlerinde doktor ne de kontrol var. Milli Eğitim Bakanlığı’na ya da Sağlık Bakanlığı’na bağlı değiller. Sıradan spor klüpleri ama ‘Otizm Spor Merkezi’ adı altında yatılı bakım hizmeti de veriyorlar. Çocukları alıyorlar hayvan eğitir gibi muamele ediyorlar.
Fiziki güç uyguluyorlar. ‘Yapmazsan aç bırakırım’ diyorlar. Çok tehlikeli. Maalesef yakında ölüm vakaları da duyabiliriz. Aileye ‘Biz davranışları kontrol ediyoruz’ diye anlatıyorlar ama yöntemlerinin ne olduğunu aile tam olarak bilmiyor.
Çocuklar biraz kontrollü hale gelince aileler de memnun oluyor. Uygulanan metodlara bilmeden razı oluyor, iyi birşey yapıldığını sanıyor. Bir an önce buraların kontrol altına alınması lazım. Çalışanlar da Beden Eğitimi öğretmenleri fakat bu uzmanlık gerektiren bir iş. Bu merkezlerde mutlaka davranış kontrolünü bilen uzmanlar ve sağlık personeli olması gerekir.
Benim 17 yaşındaki oğlum da otistik. Yüzme yarışlarında dereceleri var. Özel bir spor hocasıyla 6 yıldır çalışıyoruz.
Ben de hocayı böyle bir spor merkezinde bulmuştum. Ancak oradan alıp özel olarak çalışmaya başladık. Belki ben de çocuğumu oraya verseydim, benim çocuğum da şiddet görecekti.”
Seyit Ali Sarı(Kırkpınar Halkı Otizm Dayanışma Derneği Başkan Yardımcısı): “Biz bir ay önce bu konuya vakıf olduk. Aileye de bilgileri biz verdik. Hocaları da mahkemeye vermiştik. Zaten bu kişileri öğrencilere şiddet uyguladıkları tespit edince işten çıkarmıştık. Davranış kontrolü için spor burada bir araç olarak kullanılıyor. Yurtdışından da gelenler de var. Otizmli çocukların aileleri tarafından yönetilen bir dernek. Aylık ücretlerimiz 2-3 bin civarında. Merkezimiz yatılı değil; aileler burada ev tutuyorlar, biz de çocuklarına ev merkezimizde eğitim veriyoruz.”
10 bin lira aylık
Otistik çocuklara masa tenisi, yüzme gibi spor dersleri veriliyor. Bazı jimnastik hareketler yapılıyor. Hocaların planlarına göre bu faaliyetler değişiyor. Hocalar ise ağırlıklı olarak Beden Eğitimi öğretmenlerinden oluşuyor. Aylık ücret, 3 bin ile 10 bin lira arasında değişiyor.
Türkiye’de otizmli 285 bin çocuk ve genç var. Buna karşılık toplam rehabilitasyon merkezlerinin sayısı 1.795... Bu merkezlerde tüm engel gruplarından 298 bin 794 öğrenci eğitim görüyor.
İlk, ortaokul ve liseye kayıtlı kaynaştırma eğitimi alan otizmli öğrenci sayısı 1.069... Özel Eğitim sınıflarında ise 3 bin 344 otizmli öğrenci var.
