PROF. DR. YILDIZ PERK - ZUHAL RAMAZANOĞULLARI (UAA’61)
Branşın adı Neonatoloji... İlgi alanı doğumdan 28 güne kadar geçen süre...
Bu dönem annenin ve bebeğin sağlığı için çok önemli. Anne ve Bebek Sağlığı Vakfı, bu konuda farkındalığı artırmak için çaba harcıyor. Hedef, doktorları, hemşireleri ve anneleri bilinçlendirmek, hastanelerdeki yeni doğan ünitelerinin sayısını artırmak.
Tıp ile ilgili bir işiniz yoksa, muhtemelen neonatoloji kelimesini duymadınız. Anne ve Bebek Sağlığı Vakfı’nın varlığından da haberdar değilsiniz. Hiç kaygılanmayın. Biz de, bu yazıyı hazırlamak için Zuhal Ramazanoğulları ve Dr. Yıldız Perk’in kapısını çalmadan önce, aynı sizin durumunuzdaydık.
Çıkarken ise o kadar etkilenmiştik ki, “Ne yapsak da bu konuda bilinirliği sağlasak...” diye düşünüyorduk.
İsterseniz, ilk önce, neonatolojinin ne olduğunu anlatalım. Bu bilim dalı, bebeğin doğumuyla başlayan, ilk 28 gün ile ilgileniyor. Bu, hem annenin, hem de bebeğin sağlığı için çok hassas bir dönem. Bunun yaratacağı olumsuzlukları gidermenin yolu, hastanelerde ‘yeni doğan üniteleri’nin kurulmasından geçiyor.
14 YILLIK EĞİTİM
Akademik düzeyde, neonatolojinin, altı yıllık tıp eğitimi tamamlandıktan sonra pediyatrinin beş yılının üzerine yapılan ve üç yıl süren bir yan dal olduğunu söyleyelim. Yani, neonatoloji ihtisası 14 yıl sürüyor. Zuhal Ramazanoğulları (ÜAA’61) ve Prof. Dr. Yıldız Perk’i biraraya getiren işte bu neonatololoji branşı. Her ikisi de, yeni doğanın neden olduğu olumsuzluklarıyla savaşmak için kurulan Anne ve Bebek Sağlığı Vakfı’nda görev yapıyor. Prof. Dr. Yıldız Perk yönetim kurulunda başkan yardımcısı olarak görev yaparken Zuhal Ramazanoğulları vakfın gönüllülerinin oluşturduğu sosyal kurulun başkanlığını yürütüyor.
Zuhal Hanım, Üsküdar Amerikan ve o zamanki Robert Kolej, sonraki adıyla Boğaziçi Üniversitesi mezunu. Sürekli olarak, gönüllü işlerde çalışmış. Şu anda neredeyse yedi gün 24 saatini bu vakıf için harcıyor.
Kendisine, doktor olmadığı halde, niye tıp alanında çalıştığını soruyoruz. Zuhal Ramazanoğulları cevap veriyor: “Bizde iki organ birlikte çalışıyor. Birincisi, akademik kurul. 45 profesörden oluşuyor. Bilimsel çalışmaları onlar yapıyor. Bir de benim içinde bulunduğum sosyal grup ve komiteler bulunuyor. Kaynak yaratma, bağışlar, çeşitli faaliyetler burada yer alıyor.”
Hangi faaliyetler, diye merak ediyoruz. “Mesela eğitim faaliyetleri,” diyor Zuhal Hanım: “Bugüne kadar düzenlediğimiz beş kongre var.”
Vakfın kurulduğu yıllarda bu branş yeterince tanınmadığı için doktorlara yönelik çok eğitim verilmiş. Doktorlarda doyum noktasına gelinince, yeni doğan hemşireliği üzerine yoğunlaşılmış. 11 sempozyum da onlar için yapılmış. Öte yandan, halka yönelik eğitim çalışmalarında bulunulmuş. Faaliyetler arasında sanat, müzik ve geziler var.
Zuhal Hanım devam ediyor: “Kaynak yaratmak için sanatsal faaliyetlerde bulunuyoruz. Bir müzik grubumuz var. Konserler düzenliyoruz. Şu anda, 45 öğretim üyesi ve 42 gönüllü hanım arkadaşımız, Modern Folk Üçlüsü için bilet satışındalar (dergimiz yayına hazırlanırken konser yapılmıştı). Derken sözü Yıldız Perk alıyor.
ÇOCUK YAŞIYOR AMA SAĞLIKLI OLMUYOR
Öncelikle, neonatolojinin önemine dikkat çekiyor: “Yeni doğan branşının Türkiye’de yaklaşık 25 yıllık bir geçmişi var. Ama dünyada da yeni bir alan. O yüzden farklılık yaratmak hepimizin görevi. Yaşamın ilk günü, ilk saatleri çok önemli. İlk saatlerde yapacağımız bir yardım, bebeğin sadece sağ kalmasını değil, hayat kalitesini de etkiliyor. Doğru dürüst bir yardım yapamazsanız, çocuk yaşıyor ama sağlıklı olmuyor.”
Türkiye’nin bebek ölümlerinde de kötü bir sicili vardı. Şimdi acaba durum nasıl? Yıldız Perk, “Bu oran 1970’lerde binde 150 idi,” diyor “Yani her bin bebekten 150’sini kaybediyorduk. Şimdi bu oran binde ona kadar düştü. Ama maalesef son zamanlarda yine artmaya başladı. Türkiye, şu anda, çocuk ölümlerinde 56. sırada yer alıyor.”
Yıldız Hanım, sağlık ile eğitimin birbirine geçmiş olmasının son derece önemli olduğunu söylüyor: “Bu, sağlık ile eğitimin o kadar içiçe olduğu bir alan ki, eğitimsiz bir anne, sağlıksız bir gebelik geçirir. Ana sağlığı iyi olmalı da, bebek sağlıklı olsun. Anne bilinçli olsun, iyi eğitilsin ki, çocuğuna iyi bir bakım sunsun.”
Yıldız ve Zuhal Hanımlar’a soruyoruz: Bu işten kazancınız nedir?
Cevap veriyorlar: Çılgın Türk olmak. Nasıl bir iyilik yaptığınız zaman dingin oluyorsunuz, bu da bizim için bir dinginlik. Kimsenin buradan maddi bir çıkarı yok. Ama ruh sağlığı açısından, hepimizin bir kazancı var. Bunu yaptığımız her zaman mutlu oluyoruz. Vücudumuz seretonin salgılıyor.”
İLK NEFES OL HAYAT VER
Anne ve Bebek Sağlığı Vakfı, İlk Nefes projesiyle, erken doğan bebeklerin yaşam hakkı için sen de destek ol diyor. 4637’ye sms atarak bağış yapabileceğiniz gibi anne ve bebek sağlığı vakfı hesabına bağış da yapabiliyorsunuz;
IBAN: TR09 0001 0008 3601 3954 1650 07
Zuhal Ramazanoğlu başkanlığındaki Sosyal Kurul, Cerrahpaşa Tıp Fakültesi 1. yeni doğan yoğun bakım ünitesini bütünüyle yeniledi. Ayrıca Türkiye’nin dört yanında ünitelere 35 adet cihaz temin edildi.2013 verilerine göre ülkemizde ölen 14 bin bebekten yüzde 65’i ilk 30 gün içinde hayatını yitirmiştir. Doğumların yüzde 12’si erken doğum olmuştur. Türkiye, bebek ölümlerinde dünyada 56. sırada yer almıştır. 1998’de binde 42.7 olan bebek ölümleri 2013’te binde 10.8’e gerilemiştir. Gelişmiş ülkelerde bu oran binde 4-7 arasındadır.