Pınar Ramsay (UAA‘96)

Çocuklarınızla daha kaliteli zaman geçirmek için...

Pınar Ramsay çocuğuyla kaliteli vakit geçirecek araçlar ararken aktivite kutularıyla tanıştı. Dünyada birçok ülkede yaygın olarak kullanılan bu ‘sihirli’ kutuları Türkiye’de üretmeye karar verdi. 

Ramsay ile önce okulunu konuştuk. Kendisini tanımlarken, “Üsküdar Amerikanlıyım” diyecek kadar okulla özdeşleşmiş. İş hayatındaki başarısında da lise eğitiminin büyük payı olduğunu söylüyor. Buluşma olarak soruyoruz:

Üsküdar Amerikan’a girişiniz nasıl oldu? Lise yıllarınız nasıldı?

Ben 1996 mezunuyum, yani Üsküdar Amerikan’ın son kız sınıfındaydım. Yedi sene boyunca Üsküdar Amerikan benim evimdi. Okula bir çocuk olarak geldim ve bir genç kız olarak mezun oldum. Google’dan, Selfie’lerden, Facebook ve Instagram’dan önceki bir hayatı yaşadık okulda. O zaman çok daha kendi kabuğu içinde bir hayat vardı. Bu perspektiften bakınca, okulun bize o zaman verdiği fırsatların değerini daha iyi anlıyorum. Kendi ayakları üzerinde durmayı, sormayı, araştırmayı, hakkını aramayı, kadın olmanın getirdiği tüm kalıpları ve önyargıları kırabilmeyi, hayatta değer yaratmanın önemini ve bunun için gerekli azmi Üsküdar Amerikan’da öğrendim. Bu yaşımda hala kendimi tanımlarken ‘Üsküdar Amerikanlıyım’ demeyi seçiyorum ve bunu söylediğimde insanlar, ‘hah şimdi oldu’ diyorlar…

Üniversitede hangi bölümde okudunuz? Kariyerinize nasıl başladınız?

Lisedeyken ileride ne yapmak istediğimden ziyade neleri yapmak istemediğimi biliyordum. Bu nedenle tıp, hukuk, mühendislik yerine işletme okumayı tercih ettim. İlk işimde, Finans Yatırım’ın online borsa sitesini kuran takımda yer aldım. Ancak bir süre sonra reel sektöre geçmeye karar verdim. Sonra da kendimi tekstil sektöründe buldum. 

Girişimcilik maceranız nasıl başladı? Pakolino fikri nasıl doğdu?

Anne olduktan sonra bir süre çalışmaya ara verip, bebeğimi kendim büyütmek istedim. Bu dönemde yine tekstilci ve doğum yapan bir arkadaşımla, bebekler için t-shirt ve tulumlar tasarlayıp üretmeye başladık. Daha sonra kızım anaokuluna başladığında, yedek kıyafetleri sürekli arkadaşlarınınkiyle karışmaya başlayınca, yurtdışından ütüyle yapışan etiketler getirtmeye başladım. Hatta isme özel bastırılan bu etiketler için bir site kurdum ve burada satmaya başladım. Ancak girişimcilik gerçekten çok zaman ve emek alan bir şey; küçük bir çocuğa kendim bakarken yeterince üzerine düşme imkanım olmadığı için bir süre sonra bıraktım. Kızım üç yaşına gelince tam zamanlı olarak yeniden çalışmaya başladım. Çalışan bir anne olarak da kızımla kaliteli zaman geçirmek benim için daha da önem kazandı. Maalesef oyun kurabilen, evcilik oynamayı seven bir anne hiç olamadım, o yüzden aktivite kutuları benim için her zaman hayat kurtarıcı oldu. Sürekli yeni kutular ve aktiviteler peşinde koşmak yerine, her ay evimize gelse, içinden tüm malzemeler çıksa, bize sadece oynaması kalsa diye düşünürken, yurtdışında bunun çok güzel örneklerinin olduğunu gördüm ve ben de Türkiye’de bunu yapmaya karar verdim.

Pakolino ne yapıyor? Temel felsefesi nedir? Nasıl ürünler veya hizmetler sunuyor? 

Pakolino, üç-yedi yaş arası çocuklar için tasarladığımız aktivite kutularımızın markası… Amacımız, anne babaların ekrandan uzak olarak çocuklarıyla kaliteli zaman geçirebilmeleri, çocukların da oynarken öğrenmeleri… “Digital native” bir jenerasyon yetişiyor, çocuklarımız bu teknolojinin içine doğdular. Teknoloji çok şahane bir şey ancak aşırı dozu, çocukların gelişimini ve psikolojisini gerçekten çok olumsuz etkiliyor. Çocuklarımıza daha çok şey alıyoruz ancak onlarla bire bir daha az zaman geçiriyoruz. Hepimizin elinde bir ekran, aynı masada birbirimizden kopabiliyoruz. Bu aktivitelerle amacımız; ‘şimdi çocuğumla ne yapsam, bu malzemeleri nereden bulsam’ telaşına gerek kalmadan, çocukların hayal gücünü harekete geçirmek, el becerilerini geliştirmek, zaten doğalarında olan merakı ateşlemek. Kendi elleriyle hazırladıkları oyunlarla, hem dikkat ve sabırlarını geliştiriyoruz, hem de sizinle geçirdikleri başbaşa zaman ile aranızdaki bağı güçlendiriyoruz. Çocuklarımız büyüdüklerinde, onlara aldığımız oyuncakları değil, onlarla geçirdiğimiz zamanı hatırlayacaklar. Pakolino olarak biz de bu aile zamanının keyifli bir parçası olmayı hedefliyoruz.

Tüm aktivitelerimiz kendi ekibimiz tarafından tasarlanıyor, pedagog onayından geçiyor ve de yine bizim tarafımızdan üretiliyor. Çocuklar için ritüeller ve düzen, kendilerini güvende hissetmeleri ve özgüvenlerinin gelişimi için çok önemli. Ayrıca, özellikle okul öncesi dönemde çocuklar, birçok yetkinliği tekrarlayarak ve pekiştirerek öğreniyorlar. Bu nedenlerden, Pakolino olarak üyelik sistemiyle çalışıyoruz. www.pakolino.com’dan aylık, üç aylık ya da 12 aylık abonelik satın aldığınızda; her ay içinde üç kapsamlı aktivite için gerekli olan tüm malzeme ve yönergeleri ve bir de Tema dergisini ücretsiz kargo ile evinize gönderiyoruz. Her ay farklı bir tema ve farklı aktivitelerle; çocukların yaratıcılık, araştırma, keşfetme, küçük ve büyük motor kasları, dil ve duygusal gelişimini destekliyoruz. Dünya Kaşifi, Uzay, Kamp, Hikaye Dünyası, Gizli Görev gibi temalarımızla, çocuklar eğlenirken öğreniyorlar.

Dünyada bir çok ülkede bu tip üyelik sistemiyle çalışan çok güzel aktivite kutuları var. Yüzbinlerce aile, bu kutular sayesinde hem çocuklarıyla kaliteli zaman geçiriyor hem de onların gelişimine katkıda bulunuyor.

Şu an Pakolino’nun durumu nasıl? Kaç üyeniz/satışınız var? Hedefleriniz neler?

Pakolino bir internet girişimi ve hızla büyüyor. Bugüne kadar Türkiye’nin 82 iline 60 binden fazla kutumuzu ulaştırdık. Her ay binlerce eve kutularımızı ulaştırıyoruz. Her geçen gün büyüyen çok güzel bir aile kurduğumuzu düşünüyorum. Sosyal medyada üyelerimizin paylaşımları sayesinde, onların evlerine getirdiğimiz heyecana, eğlenceye ve oyuna biz de şahit oluyoruz. Bu da ben ve takımım için müthiş bir motivasyon yaratıyor. Çocuklarla ilgili bir iş yapıyoruz. O nedenle sosyal sorumluluk, Pakolino’yu kurduğum günden beri, işimizin kalbinde yer aldı. Hem AÇEV, KAÇUV, Koruncuk gibi vakıflar üzerinden, hem de bize ulaşan köy öğretmenlerinden yola çıkarak, kırtasiye malzemesi ve kutularımızı bağışlıyoruz. Bu anlamda çocukların kalbine dokunabilen bir iş yaptığım için kendimi çok çok şanslı buluyorum. Hedefimiz, belli bir üye sayısına ulaştıktan sonra, farklı yaş gruplarına farklı kutular tasarlayarak ürün gamımızı genişletmek… Yurtdışında yaşayan Türklerden çok talep alıyoruz; onların da bir noktada taleplerini karşılamayı, kutularımızı farklı dillerde farklı coğrafyalardaki evlere ulaştırmayı hedefliyoruz.